by
00:47
0
yorum
Adam
Aşk
Fincan
Kadın
Kahve
Kurabiye
Otobüs
Pastane
Saat
Samimiyet
Sevgi
Süt
Tam Zamanında
Tesadüf
Tevafuk
Yaşlı Teyze
Zaman
Dış Ses:
Saat: 06:59
Uyanır. Ve hemen yataktan kalkar. Her sabah olduğu gibi yine alarmı çalmadan uyanmıştı. Hızlı hareketlerle hazırlanır. Özensizce hazırladığı kahvesini iki dilim kızartılmış ekmek ve peynir eşliğinde içer. Çay demlemeye hiçbir sabah vakti olmamıştı. Kolundaki saate sanki az önce bakan o değilmiş gibi baktı. Hızlı adımlarla evden çıktığında saat 07.32'yi gösteriyordu.
Saat: 07:35 Otobüs Durağı
Otobüs tam vaktinde duraktaydı. Tam vakti derken her gün olduğu gibi 5 dakika gecikerek gelmişti. Şoförün hemen arkasındaki koltukta yerini aldı. Her sabah olduğu gibi bir durak öteden yaşlı teyze otobüse ağır adımlarla binip, yanındaki koltuğa oturdu. Diğer yaşlı teyzeler gibi biraz oğlundan biraz torunundan yakınırken ineceği durağa geldi. Yaşlı teyzenin yerinden ağır hareketlerle kalkışıyla 22 dakika sonra otobüsten indi,saat 07:57'de pastanenin önündeydi.
Saat: 07:59
Hızlı hareketlerle pastanenin içinde ilerleyip arka kısma geçti. Ellerini yıkayıp önlüğünü giydiğinde yalnızca 3 dakika geçmişti. Kurabiyelerin hazır oluşu her seferinde 32 dakika sürerdi. Bittikten sonra ön taraftaki fırına götürürdü. Fırına götürmek için tepsiye dizmeyi bitirdiğinde saat 08.31'di. 2 dakika sonra fırında pişmeye başlamışlardı.
07.58'den 2 dakika sonra 8:00 otobüsüne binmek üzere durakta bekleyen kadın otobüsün 5 dakika gecikmesi ile 08:05'te otobüsüne binebildi. 27 dakika sonra otobüsten inip durağın hemen yanındaki pastaneye girdiğinde saat 08:32'ydi.
Hızlı adımlarla hareket edip pastanenin kapısını açtı. Aynı anda kapının üstünde asılı duran küçük çan çaldı. Dışarının havası içeriye dolmuştu. O an içerinin kokusunun tüm dünyayı sarmasını dilerdi kadın. İçeriden ağır olmayan bir kahve kokusu geliyordu. O an bir pastaneden çok bir eve misafir olarak gitmiş gibi hissetti. Öyle sıcak ve samimi bir ortamdı. İçeride kimse yoktu. Pek bilinen bir yer değil galiba diye düşündü kadın. Her gün pastanenin arka sokağındaki iş yerine giderdi. İşe geç kalmamak için hızlı adımlarla geçip giderdi pastanenin yanından. İçeri girecek hiç vakti olmamıştı. Bugün farklıydı...
Bugün ilk kez erken uyanmıştı hem de alarm çalmadan, Jason Mraz'ın sesi evde dakikalar boyu yankılanmadan. Uyandığında hemen telefona baktı, geç kaldığını sandı. Alarmın çalmasına daha yarım saat vardı, uyumalıydı, keyifle yatağa girdi... Uyumak ne mümkündü. Kaçmıştı bir kere uykusu. İşe biraz erken gidebilirdi. Hem trafik bunaltmazdı böylelikle. Otobüsün yavaş ilerleyişi, durup tekrar kalkışı can sıkıcı oluyordu zira. Yataktan kalkıp hazırlandı. Kahvaltı yapmak için mutfağa girdiğinde ekmeğin bittiğini fark etti. Kendi kendine şaşırdı. İlk kez fazladan ekmek almayı unutmuştu. Aklına birden iş yerinin yakınındaki pastane geldi, orada kahvaltı yapabilirdi. Hem tek başına yemek yemekten artık sıkılmıştı. İyi fikir diye düşündü.
Saat 08:32
Kadın kısa bir süre etrafı süzdükten sonra 'Merhaba' dedi. O an fırına kurabiyeleri yerleştirmiş ısı ayarını yapan adam gülümseyerek arkasını döndü. 'Hoşgeldiniz buyrun'
Kadın etrafa bakınmaya devam etti. Artan kahve kokusu sonunda onu yakalamıştı. Küçük masalardan birine oturmadan önce ayak üstü istediği şeyi söylemesi gerektiğini fark etti. Ona bakan adama 'Kahve alabilir miyim?'diye sordu. Adam zaten olması gereken şey tam da zamanında olmuş gibi gülümsedi.'Elbette' dedi ve duraksadı,'Kurabiyeler 13 dakika sonra pişer. Vaktiniz varsa taze taze ikram etmek isterim.' Kadın başıyla onayladı, vakti vardı. Adam kadının kahvesini filtreden süzdü. Orta boy bir fincana koydu. Yanına süt ısıttı ve kahve fincanının takımından bir sütlüğe koydu. Pastanenin klasiğiydi. Kahvenin yanına bir tatlı bir tuzlu kurabiye koyarlardı. Bugün ikisi de kalmamıştı. Neyse ki kadın kurabiyelerin pişmesini bekleyecekti.
Kadın kahvesi önüne geldiğinde, adamın 13 dakika sözünü düşündü. Ne kadar da tuhaftı. 10 dakika veya 15 dakika değil de 13 dakika. Hiç bir zaman bu kadar dakik olamamıştı. Uykusuna o kadar düşkündü ki istese de olamazdı. O hep geç kalırdı. Uykusu yüzünden hayatta kaçırdığı şeyleri hatırladı. İstemsiz yüzü düştü ve o yüz ifadesiyle adama baktı.
Saat 08:32'de adama yakından bakmamıştı. Az önce kendisine gülümseyen adama bu kez yakından baktı. Aynı anda adam da kadının hüzünlü yüz ifadesini gördü. Çok değil 11 dakika geçmişti. Adam 'İyi misiniz?' dedi kendi söylediğine kendisi de hayret ederek. Kadın teşekkür edebildi sadece. Adam bir şey söylemeden fırına yöneldi. Fırını açar açmaz kurabiyelerin kokusu her yeri sardı. Adam daha çok özenerek kurabiyeleri tabağa yerleştirdiğinde saat 08:45 idi. Müşteri çikolatalı kurabiyeyi inşallah sever diye içinden geçirdi.
Saat 08:32'de adama yakından bakmamıştı. Az önce kendisine gülümseyen adama bu kez yakından baktı. Aynı anda adam da kadının hüzünlü yüz ifadesini gördü. Çok değil 11 dakika geçmişti. Adam 'İyi misiniz?' dedi kendi söylediğine kendisi de hayret ederek. Kadın teşekkür edebildi sadece. Adam bir şey söylemeden fırına yöneldi. Fırını açar açmaz kurabiyelerin kokusu her yeri sardı. Adam daha çok özenerek kurabiyeleri tabağa yerleştirdiğinde saat 08:45 idi. Müşteri çikolatalı kurabiyeyi inşallah sever diye içinden geçirdi.
Kadın çocuk gibi sevindi. Yüzündeki kocaman gülümsemeyle baktı adama bu kez, adam da gülümsedi. Kadın tekrar tuhaf bir yerde olduğunu hissetti. Sıcacık kurabiyeyi kahvesine batırarak yedi. Yedikçe mutlu oldu, mutluluğu yüzüne yerleşti. Oranın sakinliğini sevdi. Bir erkek nasıl böyle güzel kurabiye yapabilir diye düşündü. Keşke bu adam her gün yapsa her gün yesem diye geçirdi yüreğinden. Yüreğinden geçen dua oldu yükseldi birden bire.
Her şey tam zamanında olmuştu.
Kadın alışılmışın dışında erken uyanmış, adamsa tam vaktinde gelmişti.
Her şey tam zamanında olmuştu.
Kadın alışılmışın dışında erken uyanmış, adamsa tam vaktinde gelmişti.
Gel zaman git zaman...
Kadın her gün erken uyanmaya başladı.
Her sabah pastaneye gitti. Adam her gün kurabiye pişirdi.
Kahvaltısını yapmış olsa bile, kurabiyeden payına düşeni aldı. Adam kadına her gün sıcacık gülümsedi.
Gelip gittikçe kadın adamı tanıdı.
Adam da kadını tanıdı.
Ve bir gün hiç sebep yokken, saat 08:32'de birbirlerini sevdiler.
'Tam zamanında'...Adaçayı
'Tam zamanında'...Adaçayı
0 yorum:
Yorum Gönder