by
01:06
0
yorum
Dış ses
Dua
Gökyüzü
Hayal
İç Döküş
İç ses
Kadın
Kainat
Kanatlar
Liman
Özgürlük
Uçmak
İç Ses:
Bugün pencereme bir güvercin geldi. Kuşların uğramadığı şehir diyordum oysa buraya. Kabarık kirli tüyleri vardı. Gagası aşınmış, savaştan çıkmış gibiydi. Acıdım. Penceremi açıp elime almak istedim. Ama biliyorum kıpırdasam uçacaktı. Gitmesin biraz daha izleyeyim diye hareketsiz bekledim. Biraz tüylerini kabartıp uçup gitti...İçimde güvercinin haline acıyan bir yer kaldı. Savaş kaçkını güvercin tüm neşemi kaçırdı.
Bugün pencereme bir güvercin geldi. Kuşların uğramadığı şehir diyordum oysa buraya. Kabarık kirli tüyleri vardı. Gagası aşınmış, savaştan çıkmış gibiydi. Acıdım. Penceremi açıp elime almak istedim. Ama biliyorum kıpırdasam uçacaktı. Gitmesin biraz daha izleyeyim diye hareketsiz bekledim. Biraz tüylerini kabartıp uçup gitti...İçimde güvercinin haline acıyan bir yer kaldı. Savaş kaçkını güvercin tüm neşemi kaçırdı.
Pek bi huysuzum bugünlerde. Odamın penceresinin önünde dikili duran şu binaya kızgınım. Bazen çok uzaklara bakmak istiyorum, engel oluyor. Dahası benden ışığımı, gökyüzümü çalıyor. Sınırsızca doyasıya bakamazsam nasıl hayal kurabilirim ben. Nasıl yazarım? Sınırlı dünyada sınırsızca bana kalan gökyüzüm olmalı...
Bir de dualarım var. Kendi gemimde kaptan olduğum. Özgürce dilediğim her şeyi Rabbim'den istediğim dualarım. Tutunmamı sağlayanlar onlar. Gecenin bir vaktinde sessiz sessiz iç çekerken, bunalmış halimden kurtulmak için kimi uyandırabilirim ki...Ailem, sevdiklerim elbette uyanırlar, beni o halden kurtarmak için dil dökerler teselli ederler belki de... Peki ya her gece uyandırırsam? Ansızın, gecenin kuyulara düştüğü vakitlerde, saati hiç önemsemeden uyandırsam onları? Birinci gece, ikinci gece, üçüncü gece...bıkarlar. Artık uyandırma sabah konuşalım derler. Düşünüyorum, ben de onların yerinde olsam belki aynı şeyi söylerim. Bir şarkı sözü kulağımda şimdi: 'Deniz bile kabul etmez beni atar karaya,bir içim içimi bilensin'
O vakitlerde sığınacak tek limanım oluyor. Çokça nankörlük ettiğim, defalarca geri döndüğüm bir liman. Huzur dolu. Orada gemilerim güvende. Kainatın en güvenilir limanı. Kölesi olduğum her şeyi bırakıp teslim olabilsem, kulluk ederek gerçek anlamda özgürlüğe kavuşacağım, kanatlanıp özgürlüğe uçabileceğim yegane yer...
Dış Ses:
Yazarken omuzları düşmüştü. Kambur yaşlı bir kadın gibi görünüyordu. Ruhunun yaşlılığı bedenine sirayet etmiş gibiydi. Başına yere eğmiş öylece duruyordu. Doğrulurken bir dua mırıldandığı duyuldu: 'Allah'ım biz kendimizi bıraktığımızda Sen bizi bırakma.' Adaçayı
Bir de dualarım var. Kendi gemimde kaptan olduğum. Özgürce dilediğim her şeyi Rabbim'den istediğim dualarım. Tutunmamı sağlayanlar onlar. Gecenin bir vaktinde sessiz sessiz iç çekerken, bunalmış halimden kurtulmak için kimi uyandırabilirim ki...Ailem, sevdiklerim elbette uyanırlar, beni o halden kurtarmak için dil dökerler teselli ederler belki de... Peki ya her gece uyandırırsam? Ansızın, gecenin kuyulara düştüğü vakitlerde, saati hiç önemsemeden uyandırsam onları? Birinci gece, ikinci gece, üçüncü gece...bıkarlar. Artık uyandırma sabah konuşalım derler. Düşünüyorum, ben de onların yerinde olsam belki aynı şeyi söylerim. Bir şarkı sözü kulağımda şimdi: 'Deniz bile kabul etmez beni atar karaya,bir içim içimi bilensin'
O vakitlerde sığınacak tek limanım oluyor. Çokça nankörlük ettiğim, defalarca geri döndüğüm bir liman. Huzur dolu. Orada gemilerim güvende. Kainatın en güvenilir limanı. Kölesi olduğum her şeyi bırakıp teslim olabilsem, kulluk ederek gerçek anlamda özgürlüğe kavuşacağım, kanatlanıp özgürlüğe uçabileceğim yegane yer...
Dış Ses:
Yazarken omuzları düşmüştü. Kambur yaşlı bir kadın gibi görünüyordu. Ruhunun yaşlılığı bedenine sirayet etmiş gibiydi. Başına yere eğmiş öylece duruyordu. Doğrulurken bir dua mırıldandığı duyuldu: 'Allah'ım biz kendimizi bıraktığımızda Sen bizi bırakma.' Adaçayı
0 yorum:
Yorum Gönder