Tarçın Kokulu Akide Şekeri
Ben senin ismini tarçın kokulu akide şekeri gibi tutuyorum ağzımda, damağımda, ruhumda. Kaygılarını biliyorum, yalnızlıklarını,kırgınlıklarını ve hırslarını da.Kalbinin ritmini duyuyorum, yanında olmasam, elini tutmasam da...
İç ses
Tarçın kokulu akide şekeri
Elif Şafak'ın ruhuma akan yazısı.
Her çay içişimde aynı duygu. Ağzımda tarçınlı akide ve çayımda üç damla limon. Çocukluk alışkanlığı...Ancak bu yazıdan sonra acıtır oldu kalbimi akide şekeri...Bir şeker insanın kalbini bu denli acıtır mı?
İçemezsin o çayı, limon acı gelir, tarçın yakar damağını...
Sevilenden uzak olmak... Nefesi bile batar insana. Klavyeye değen parmakların üşür bilgisayarın tüm sıcağına rağmen.
Duvara başını yaslamak. Soğuk daha bir soğuktur. Oysa O'nu bir kez görse ısınacaktı tüm varlığım. Hayat bulacaktım.
Cennette en büyük nimetin Allah'ın cemalini görmek olduğunu hiç anlayamamıştım. Layıkıyla sevmeyi bilememekten... Ruhumu saran o duygudan sonra anladım. Seven için en önemli şey sevgilinin cemalini görmekti. O an anladım nur cemalini görmenin ne büyük bir lütuf olduğunu.
Ve hasretin ne büyük bir çıkmaz olduğunu...
Oysa en büyük hasreti daha doğarken hissetmedik mi?
Şimdi neden bu kadar ağır öyleyse?
0 yorum:
Yorum Gönder