by
01:22
0
yorum
Dükkan
Hayat
Hikaye Anlatıcısı
İhtiyar
Kadın; Hikaye
Koku
Küçük kız
Merhamet
Parfüm
Gençlerle hayat bulurdu insanlar.
Oysa bu hikaye hayatın unutulmuş hatırlanmayı istemeyen bir kesitinden izler taşıyor.
İsmi de kendisi gibi 'pek bi yaşlı' olan bir adam gençliğinden beri, herkesi baştan çıkaran kokular satardı. Öyle ki türlü türlü kokular sattığı bu dükkan ona babasından kalmıştı. Eski bir dükkanda eski tariflerle oluşturduğu kokuları dillere destan olmuştu.
Sabahları güneş doğmadan kalkar,ketenden çantasını alır dağlara doğru yol alırdı gençliğinden beri. Tek tek her bir çiçeğe dokunurdu. Koklardı. Bildiği çiçekleri toplayıp yanında getirdiği iplerle bağlar öyle çantasına koyardı. Bilmediği bir çiçek oldu mu da çocuk gibi heyecanlanır,onu çantasına koymaz, dükkanına kadar elinde taşır, en nadide mücevherler gibi dükkanın baş köşesine koyardı. Yeni yıkadığı vazolardan birine koyup bekletirdi. Çiçek bir teste tabi tutulduğunu bilmezdi. Ertesi güne kokusu yoğun bir biçimde devam ediyorsa ihtiyar heyecanlanır, daha önce başka bir koku yaptığı kazanlarını yıkar, sabah ilk iş o çiçeğin bulunduğu yere gider, yeteri kadar toplayıp işe koyulurdu. Kokuyu elde ettikten sonra ilk kez kendi bileğinde dener, beğendiyse dükkanın vitrinine en parlak şişede koyardı. Şehrin kadınları vitrinde bir değişiklik farkedince dükkana doluşur ihtiyara iltifatlar ederek kokuyu satın alırlardı.
Sıradan süren hayatı değiştirircesine doğdu güneş o gün. Hayatta güzel dokunuşlar yalnızca gençlerden beklenirdi, oysa kurutulmuş bir çiçek de en az dalındaki kadar güzel olabilirdi.
Dükkandaki koku şişelerini düzenleyen ihtiyar dükkanın vitrinine çarpan bir şey ile irkildi. Bu öyle bir çarpıştı ki ihtiyar bir an camın kırıldığını düşündü. Elindeki şişeleri bırakıp kapıya koştuğunda küçük bir kız çocuğunu yerde baygın buldu. Etrafına bakındı hiç kimse yoktu. Küçük kızı hemen dükkana alan ihtiyar hemen yakınında bulunan bardaktaki suyu ellerine döktü ve kızın yüzüne sürdü. Bir yandan da kızı uyandırmak için 'Kızım uyan neyin var' diyordu. Belli belirsiz bir ses çıktı kızdan. İhtiyar rahatlamıştı. Bir süre sonra ihtiyarın küçük kızı uyandırma çabaları başarılı oldu. Kız gözlerini açınca şaşırdı, doğrulmaya çalıştı ihtiyar engel oldu, 'Kızım korkma, dükkanın camına çarptın bayıldın, ne oldu anlat bakalım' dedi.
Küçük kız boncuk gözlerinden boncuk boncuk yaşlar akıttı. Dudağını büktü konuşamadı. 'Kaçıyordum amca' dedi.
'Kızım kimden kaçıyordun, neden kaçıyordun anlat bakalım' dedi ihtiyar.
Küçük kız bir süre konuşamadı. İhtiyar küçük kıza acıdı, biraz evvel kendisi için ısıttığı sütü kıza verdi. Kız açtı belli ki, hemen içti sütü. Bukle bukle saçları yüzüne değdi sütü içerken, aldırış etmedi. Küçük bir kızdan ziyade kocaman bir kadın oturuyordu ihtiyarın karşısında sanki. O denli ağırbaşlı ve huzur vericiydi küçük kız. İhtiyar bir tablo seyreder gibi seyretti küçük hanımefendiyi, torunu da bu yaşlardaydı tahminince, sahi görmeyeli büyümüştür diye geçirdi içinden ihtiyar, sonra sessizce anlatmasını bekledi, dakikalar sonra küçük kız da düşüncelerinden sıyrılıp ihtiyara anlattı içindekileri.
Küçük kızı kovalayan abisiydi. Dükkanın vitrinine çarpıp bayılınca kaçmıştı. Annesi ve babası bir kazada ölen küçük kız abisiyle yapayalnız kalmıştı. Abisi zorlu hayat şartlarıyla daha da zorlaşmış, bir türlü para kazanamayan küçük kızı dövmeye başlamıştı. Küçük kız anlatırken ağlamaklı olmuştu. İhtiyar hüzünlendi. İçinde bu zamana kadar hissetmediği bir merhamet hissetti. 'Tamam' dedi küçük kıza onu daha fazla üzmemek için, ' Gitme burada kal, benim evim dükkana yakın bir yerde, sen de dükkanda uyursun, bana yardımcı olursun, hem zaten bir yardımcıya ihtiyacım vardı' dedi.
Küçük kız sevindi, gözlerinde neşenin tüm parıltıları belirdi, ihtiyara minnetle baktı. İhtiyar doğru şeyi yapmanın vermiş olduğu his ile rahatladı. 'Haydi sana işleri öğreteyim o halde!'
Zamanla küçük kız ihtiyarın yanında her şeyi öğrendi. İhtiyar kendi kızı gibi sevdi küçük kızı. Yemeğini her gün kendisi hazırladı. Yeri geldiğinde küçük kızı yormamak için kendisi yoruldu. Kimseyle paylaşmadığı koku tariflerini küçük kız ile paylaştı. İhtiyar çok mutluydu. Küçük kız ona yoldaş olmuştu. Bu zaman içerisinde küçük kızın abisinin onu hiç aramamış olması da ihtiyarı rahatlatıyordu. İhtiyar halinden memnundu...
Bir sabah ihtiyar her zaman uyuduğundan daha fazla uyuduğunu farketti.
Güneş çoktan doğmuş, dükkanların açılma saati çoktan geçmişti. İhtiyar çok yaşlandığını düşündü. Bir yandan da içi rahattı. Küçük kız dükkanı açmıştır diye geçirdi içinden.
Oysa ihtiyar içinde bol miktarda anason bitkisi olan çayı içeli yedi saat geçmişti. İhtiyarın bile anlayamayacağı kadar ustalıkla hazırlanan bu çay ancak onun tarafından yetiştirilen ve bitkilerden en az onun kadar iyi anlayan biri tarafından hazırlanabilirdi...
İhtiyarın her şeyi anlaması için de uzun bir zamanın geçmesi gerekiyordu.
Tıpkı küçük kız ve abisinin plan yapmasının üzerinden uzun zaman geçmesi gibi...
Küçük kızın abisi ve abisinin arkadaşları ile dükkanı soyup, tüm kokuları ve ihtiyarın yıllarını verdiği koku tariflerini alıp gitmeleri kısa sürmüştü halbuki...
Dükkanın önüne geldiğinde ihtiyarın hayat boyu içinde beslediği inancın ve merhametin kısa sürede bitmesi gibi...Adaçayı
Küçük kız sevindi, gözlerinde neşenin tüm parıltıları belirdi, ihtiyara minnetle baktı. İhtiyar doğru şeyi yapmanın vermiş olduğu his ile rahatladı. 'Haydi sana işleri öğreteyim o halde!'
Zamanla küçük kız ihtiyarın yanında her şeyi öğrendi. İhtiyar kendi kızı gibi sevdi küçük kızı. Yemeğini her gün kendisi hazırladı. Yeri geldiğinde küçük kızı yormamak için kendisi yoruldu. Kimseyle paylaşmadığı koku tariflerini küçük kız ile paylaştı. İhtiyar çok mutluydu. Küçük kız ona yoldaş olmuştu. Bu zaman içerisinde küçük kızın abisinin onu hiç aramamış olması da ihtiyarı rahatlatıyordu. İhtiyar halinden memnundu...
Bir sabah ihtiyar her zaman uyuduğundan daha fazla uyuduğunu farketti.
Güneş çoktan doğmuş, dükkanların açılma saati çoktan geçmişti. İhtiyar çok yaşlandığını düşündü. Bir yandan da içi rahattı. Küçük kız dükkanı açmıştır diye geçirdi içinden.
Oysa ihtiyar içinde bol miktarda anason bitkisi olan çayı içeli yedi saat geçmişti. İhtiyarın bile anlayamayacağı kadar ustalıkla hazırlanan bu çay ancak onun tarafından yetiştirilen ve bitkilerden en az onun kadar iyi anlayan biri tarafından hazırlanabilirdi...
İhtiyarın her şeyi anlaması için de uzun bir zamanın geçmesi gerekiyordu.
Tıpkı küçük kız ve abisinin plan yapmasının üzerinden uzun zaman geçmesi gibi...
Küçük kızın abisi ve abisinin arkadaşları ile dükkanı soyup, tüm kokuları ve ihtiyarın yıllarını verdiği koku tariflerini alıp gitmeleri kısa sürmüştü halbuki...
Dükkanın önüne geldiğinde ihtiyarın hayat boyu içinde beslediği inancın ve merhametin kısa sürede bitmesi gibi...Adaçayı
0 yorum:
Yorum Gönder