Dış ses:
Korkuyorsun biliyorum... Hele geceleri... Mutfaktan su almaya gideceksin diye on tane lamba yakmanın alemi nedir yahu?
Kaç kez kontrol etsen de içine sinmiyor kapı pencere... Asıl korkun çocukluk hikayelerinden mi kaynaklanıyor acaba? Hani şu komşu kızları konuşurken duyardın. Üç harfli derlerdi. Bin bir şekle giren hikayeler anlatırlardı. 'Kadının biri bir gece camdan kaynar su dökmüş...' diye başladılar mı yüreğin ağzına gelirdi. Korkudan ve heyecandan yutkunamazdın. Boğazın kupkuru dinlerdin onları. Sesin istesen de çıkamazdı.
O zamandan bilirdin. O dilerse korurdu seni. Rabbin izin vermezse yaklaşamazdı hiç bir habis ruh. İçinden Felak Nas'ı okurdun. Okurdun da bu kez de; 'Adamın biri sokakta dua okuyarak yürüyormuş, şöyle olmuş...' diye başlarlardı.
Bazılarının habis ruhlu olacakları küçükken belliymiş...
Küçüklükten bu yana şunu da öğrendin: İnsanlar kendilerinden korkulunca mutlu olurlar. Gizli bir nüfuz sağlıyordu bu hikayeler o kızlara. Çoğu uydurma olan hikayelerle diğer kızları başına topluyorlardı.Bu sebeple korkularını belli etmemeyi de öğrendin. Onlara prim veremezdin! Çocukluk mücadeleleri...Sonradan farkediyorsun aslında büyüdüğünde hiçbir şeyin değişmediğini...
Adaçayı
0 yorum:
Yorum Gönder